"Kısmetinde Olanın Kaşığında Çıkar" Atasözü


Eski Ramazan iftarlarının bize mahsus güzel âdetlerinden biri “diş kirası”dır. Misafirler, hâne sahibine veda ederken, bir miktar para veya değerli bir hediyelik eşya verilerek uğurlanırlardı. “Diş kirası” denilen bu hediyenin zarif gerekçesi, davetlilerin o gece zahmet edip gelerek hâne sahibinin sevap kazanmasına vesile olmasıdır. Tabiî işin aslı, bu vesile ile muhtaçlara yardımda bulunmak, onları sevindirmektir. Bu sadece Müslüman Türklere ait bir âdettir. 

Fatih Sultan Mehmed dönemi sadrazamlarından Mahmud Paşa, tarihimizin ünlü cömert ve hayırseverleri arasındadır.

Her vesileyle yoksullara yardım etmekten zevk alan Mahmud Paşa, Ramazan ayı geldiğinde kesenin ağzını büsbütün açardı. Hele, konağında verdiği iftar ziyafetleri; buradaki ziyafetin, başka zengin evlerinde rastlanmayan bir özelliği olduğu için dillere destandı...

Onun sofrasında oruç açanlar, diş kirasına ilâveten her akşam mutlaka ikram edilen nohutlu pilavın gelmesini ve dişlerine takılma ihtimali olan sert bir sahte nohut yakalama ümidiyle dört gözle beklerlerdi. Çünkü Paşa, kazanlarda pilav pişirilirken, içine nohut biçimi verilmiş altınlar da attırırdı.

İşte bu hadise, hâlâ hemen herkesin bildiği ve kullandığı bir atasözümüzün doğmasına sebep olmuştur: “Kısmetinde olanın kaşığında çıkar.”
SONRAKİ
« ÖNCEKİ
ÖNCEKİ
SONRAKİ »
Yorumlarınız için teşekkür ederiz...